Yerli telefon, tablet ve bilgisayar markası Reeder’ın kurucu ortağı Sezen Sungur Saral gençlere girişimcilik tavsiyeleri ve çağı yakalamanın tüyolarını anlattı.
Parlak bir öğrencilik hayatının devamında başarılı bir iş hayatınız var. Bu başarıların sırrı nedir?
Her başarının tek bir sırrı var diye düşünüyorum, o da çalışmak. Babamın iş adamı olmasının da etkisiyle beni çalışmaya motive eden bir ailem oldu. Ailem bana çalışmayı aşıladı ve çalışmanın kutsal bir şey olduğuna ve çalışmadan başarının gelmeyeceğine inandım.
Türkiye’de kadın girişimci olmak zor mu?
Benim özelimde bu sorunun cevabı hayır ancak ülkemizde kadından beklenen kültürel rollerden dolayı zorluklar var. Benim de üyesi olduğum Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (Kagider) ve diğer inisiyatifler bu zorlukları ortadan kaldırmak için çalışıyor.
Üniversite yıllarında Kayak Milli Takımı’nda üniversite olimpiyatlarına katılmışsınız. Yoğun iş temposunda hobilerinize vakit ayırabiliyor musunuz?
İş hayatında sonsuz bir alan var, bazen 24 saat yetmiyor. Kayak ise karakterimin ve kimliğimin bir parçası ve ona her zaman vakit ayırabiliyorum.
Türkiye fırsatlarla dolu bir ülke
Hayatınıza yön veren başucu kitaplarınız var mı?
Ayn Rand’ın Atlas Silkindi ve yine Ayn Rand’ın Hayatın Kaynağı benim hayatımda önemli bir yere sahip başucu kitaplarım.
İş hayatında en önemli gördüğünüz üç kuralınız?
İlk kural samimi ve sağlam ilişkiler kurmak, ikincisi bilginin gücüne inanmak, üçüncüsü ise vazgeçmemek ve azimli olmak.
Girişimcilere neler tavsiye edersiniz?
Pazarı iyi analiz edin, ihtiyacı belirleyin, bir problemi çözün! Ürününüzü ya da hizmetinizi önce kendiniz kullanın ve test edin, onunla yaşayın ve onu da yaşayan, değişen, evrilen bir şey haline getirin. Global trendleri takip edin; örneğin şu an kişiye özel üretim, müşterinin sadece standart bir ürün ya da hizmet değil deneyim satın almak istemesi, sosyal etki yaratmak… Bunlar yükselişte olan kavramlar. Türkiye hızla gelişmekte olan bir ülke olarak fırsatlarla dolu, bunları görmek için dikkatli bakmak lazım. İş üretmeye odaklı gençlerin yeteneklerini ve eğitimlerini girişime çevirmesi
zor değil.
Hedefleriniz parasal değil etki odaklı olsun
Kariyerinin başındaki gençlere neler tavsiye edersiniz, kendilerini nasıl geliştirsinler?
Gençlere tavsiyem üniversite hayatları boyunca çeşitli alanlarda staj yapıp kendilerini, yeteneklerini, ne yapmak istediklerini ve “neyi en iyi yaptıklarını” keşfetmeleri. Üniversite sırasında kulüplerde, spor ve sanat alanında aktif olmaları da iş başarısında çok önemli bir etken. Mezun olduktan sonra ise hedefler parasal değil, “etki” odaklı koyulmalı. “Ben nasıl bir fark yaratacağım?” diye sormalılar kendilerine. Girişimcilik tabi ki çok güzel ama bir o kadar da zorlu bir yol. Bu nedenle herkes girişimci olmak zorunda değil, çalıştığı yerde de fark yaratabilir insan. Üniversiteden yeni mezun bir insan için her iş yeri bir okuldur. Mezuniyet sonrası master yerine işe başlamak daha hızlı yol almalarını sağlar. Yüksek lisans çalışırken de yapılabilir. Girişimci olmak isteyen gençler için Endeavor gibi dernekler, kuluçka merkezleri, EY ve Alibaba Cloud gibi firmaların yaptığı programlar çok değerli. Diğer girişimcileri ve yatırımcıları tanımak için panellere, yarışmalara, networking organizasyonlarına katılmak, girişimcilik dünyasını anlamak için hayati önem taşıyor.
Yapay zeka insanoğlunun sonunu getirmeyecek…
Peki kendi şirketini kurmak isteyenlere neleri tavsiye edersiniz?
Kendi şirketini kurma yolundaki gençler için en önemli başlangıç noktası: ekip. Kendisini tamamlayacak kişileri bulmalı ve onlarla yola çıkmalı. Her kapıyı vazgeçmeden zorlamalı. Ülkemizin iyi çalışanlara ihtiyacı var. Bir de liseden sonra eğer imkan varsa bir sene üniversiteyi dondurup dünyayı dolaşması tavsiye ediliyor şimdiki gençlere. Bunu çok mantıklı buluyorum ve kendi kızımın da yapmasını isterim, zira üniversitenin başlamasıyla birlikte farklı bir faza geçiyor hayat.
Siz teknolojinin insanoğlunu nereye götüreceğini düşünüyorsunuz?
Bu şirketi kurarken teknoloji sayesinde insanların bilgiye, kitaba daha kolay ulaşabilmesini amaçladık. Reeder markasının ilk ürünü e-kitap okuyucu oldu. Sonrasında akıllı telefon, tablet, dizüstü bilgisayar ürünlerimizi sunduk. Her teknolojik ürünle insanların hayatına değer katmayı hedefliyoruz. Teknolojinin, yapay zekanın insan ve insanlık kavramını değiştireceğine inanmakla beraber insanoğlunun sonunu getireceğine inanmıyorum.
Türkler yeni teknolojileri seviyor
Türk tüketicisinin telefon alırken önceliği neler?
Türk tüketicisi yeni teknolojilere çok açık ve yenilikçi özelliklere ilgi gösteriyor. Yeni bir özellik sunduğunuzda bunu hemen deneyimlemek istiyor. İlk 3G’li Android tablet, ilk type-c’li telefon, ilk e-kitap okuyucu ürünlerini piyasaya sunduğumuzda beklediğimizin çok üzerinde bir ilgiyle karşılaştık. Türk insanı yeni teknolojileri seviyor.
Bu yazı 15 Temmuz 2018 tarihinde Vatan Gazetesi’nde yayımlanmıştır.